Aleyna Sevim – Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde yayımlanan ‘Büyü ve Tabiatüstü Güçlere Başvurma Nedenleri Üzerine Saha Araştırması’, üfürükçülüğün perde arkasına ışık tutuyor. Büyü yaptıran kişilerle görüşmelerin de yer aldığı çalışmada, tabiat üstü güçlere yönelme ihtiyacının, bireyin yaşadığı olaylara anlamlı açıklama bulma arayışından beslendiğine vurgu yapılıyor. Büyü ve muskaya yönelik toplumsal eğilimi Milliyet’e değerlendiren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Psikiyatrist Prof. Dr. Yavuz Selvi, büyüye inanmanın insanlara zarar vereceğini, çünkü kuşku duydukları yakınlarına karşı düşmanlık beslemeye neden olduğuna dikkat çekti.
‘İNSANA ZARAR VERİR’
İnsanların elindeki bilgi ve deneyimlerle nedenini bulamadığı bazı durumları sihirli ya da fantastik sebeplere dayandırma eğiliminde olabildiğini aktaran Selvi, evli çiftlerin büyüden medet ummasını da şöyle yorumladı; “Evli çiftler sorunu kendilerinde aramıyorlar ve başkalarının büyü ya da muska yaptırmaları nedeniyle sorun yaşadıklarına inanıyorlar. Muska ya da büyü yapıldığına inanmak insanlara zarar verir. Çünkü yakınlarına kuşku ile bakarlar, büyü yaptıklarından kuşkulandıkları insanlara düşmanlık beslerler. Kıyafetlerdeki bazı lekeler ya da küçük olayları bu büyünün işareti sayarlar. Gittikleri büyücülerin de ‘Sizde büyü var’ sözleriyle kuşkuculukları ve tedirginlikleri artar. Artık çözümsüz bir durum oluşmaya başlar.”
‘GELİNLİĞİMDEN 11 İĞNE ÇIKARDIM’
Eşiyle olan huzursuzluğunu anlatan bir kadın: “Eşimin ailesi beni istemiyordu. Ben de bir hocaya gittim. Ve kaynanamın bana büyü yaptığını öğrendim. Ayrılmamız için gelinliğime büyü yapmış. Zaten düğün günü gelinliğimi giyer giymez sıkılmıştım. Gelinliğimden 11 tane iğne çıkardım ve evden attım. Gittiğim hoca ayın tek sayı olan günlerinde kaynanam çağırırsa kesinlikle gitmememi söyledi.”
17-18 yaşlarında sürekli bayılma nöbetleri geçirmeye başlayan kişi hocaya gitmiş: “Hoca bana cin musallat olduğunu, bu sebepten sık sık bayıldığımı söyledi. Nedeni de yıllar önce bahçeye döktüğüm kaynar suyun, cinin çocuğunu yakıp öldürmesiymiş. Bu sebepten ölen cinin annesi sürekli beni rahatsız ediyormuş. Birçok hoca gezdik, birçok ritüeli yerine getirdik. Geçmişe göre rahatım ama o sıkıntılarım arada tekrarlıyor.”
‘OKUNMUŞ ATLET GİYDİR’
Araştırmada büyü yapan ve yaptıranların anlatımları şöyle:
Kişi evlendiği andan itibaren eşinin ailesinde birçok kez büyüsel eylemlere şahit olmuş ve bu durum onu rahatsız etmeye başlamış. Zamanla eşiyle problem yaşamaya başlamış ve sorunun kaynağının eşinin ailesi olduğuna inanmış: “Hocalar benden muska takmak, eşimi eve bağlamak ve huzursuz olmaması için üç cuma vakti okunmuş atlet giydirmek, eşime çeşitli sular içirmek vb. şeyler istedi. Şu an bu çabalarım sayesinde ciddi bir sıkıntımız yok. Yoksa eşimin ailesi hâlâ rahat durmuyor.”
Bir kişi eşinin arabasına ses kayıt cihazı yerleştirmiş ve aldatıldığını öğrenmiş. Kendilerine büyü yapıldığından şüphelenerek hocaya başvurmuş: “Hocaya gittim. Benden eşimin iç giysilerini istedi. Onlara birkaç tılsım yazıp yakacağını söyledi. Bu eşimin eve bağlanmasını sağlayacaktı. Çok faydası olmadı. Ailevi huzursuzluğumuz devam etti. Bir başka hoca önerdiler. Onun dediklerini de yaptım. Bana bir dua yazılı kâğıt gönderdi ve onu köpeğe yedirmemi istedi. Etin içine koydum kâğıdı ve köpeğe yedirdim. Ama 3 yıl önce boşandık.”